mavi kız hikayeleri - blue girl stories


I am not in this world to live up to your expectations, and you are not in this world to live up to mine.
You are you, and I am I, and if by chance we find each other,
it's beautiful.


If not, it can't be helped
.



Saturday, December 05, 2009

en fena şey büyümek herhalde. 

büyürken değişmek.

yalnız değişmek...

ya da belki de herkes büyürken, herkes değişirken aynı kalmak.

yalnız aynı kalmak.


hiç aklıma gelmezdi böyle olabileceği, farkına bile varmadan bu denli kopulabileceği...onun için olur ve biter, kısa zamanda geçer ve gider, unutur o, canını biraz yakanı siler, biliyorum bunu - tanıyorum çünkü onu. ve ben de asla unutmam, asla gerçekten, tam anlamıyla affedemem, silemem, geride bırakıp gidemem, o da bunu biliyor - çünkü o da beni tanıyor. haklıydı belki de...belki de o ilk gün ben gerçekten de "hoşcakal" diyordum ona. iki temel nokta vardı bizi birarada tutan: birbirimize karşı olan sevgimiz, birbirimiz için olan değerimiz. en uzak, en değersizin bile bildiği, ne yaparsa yapsın çiğnemediği tek kuralımı o - en yakınım, en değerlimken, bana ne kadar acı verdiğini bile bile, kendi gözleri ile göre göre, sesimde duya duya, dahası ona akan satırlarımda okuya okuya çiğnediğinde anladım...sevgisi, zaten çoktan bitmişti. "neden?!" diye sorduğumda, beni onu terkedenlerle aynı kılıfa koyduğunda ve beni "zaten gitmiş varsaydığı için" yaptığını söylediğinde ise anladım ki bu da onun için değerimdi. sen kalmaya çalışırken, gerçekten kendinle mücadele ederek hem de, karşındaki seni zaten göndermişse, elden ne gelir ki?

büyümek zor.

yalnız büyümek daha zor.

yalnız aynı kalmak ise en zor. 



bare arada bir yeni yıl geliyor da, ağaç süslüyoruz.

o güzel.



No comments: