mavi kız hikayeleri - blue girl stories


I am not in this world to live up to your expectations, and you are not in this world to live up to mine.
You are you, and I am I, and if by chance we find each other,
it's beautiful.


If not, it can't be helped
.



Wednesday, April 15, 2009

morning smile



yersiz sikintilara sebep biliyorum ama elimde diil, ben yanlis 12 saati yasiyorum hep.

sabahlari uyandigimda hemen toparlanamiyorum, algilarim hemen acilmiyor ama yine de yuzumde bir siritisla geziyorum etrafta. duymuyorum dogru durust bana o zamanlarda soylenenleri, hatta itiraf ediyorum bazen duysam bile anlayamiyorum - beyinim hala tam uyanmamis oluyor o ilk caydan once. ama mutlu bir beyinsiz oluyorum. sonra gun basliyor, yavas yavas sonuyor isigim...aksama dogru en fena! bir sessizlik ve ciddiyet sariyor beni. hic sevmiyorum aslinda o hallerimi. iple cekiyorum gecenin gelmesini. cunku gece beni ozgur kiliyor sanki. sanki herkes uykuya yatiyor, butun dunya o degerli anlari harciyor ve ben uyanik - o zamani degerlendiriyorum. en iyi gece yaziyorum, en iyi gece ciziyorum, en guzel konusmalarimi gece yapiyor, en iyi kitaplari gece okuyor, en guzel filmleri gece izliyorum. insanlari geceleri buyuluyor, hayallerimi geceleri kuruyor, planlarimi hep geceleri yapiyorum. sabahin isiklarini beklemeden yatiyorum gerci, lacivertin maviye donmeye baslamasindan en az iki sigara icimlik once...uyuyorum. oyle seviyorum ki uyumayi...yorganlari, yastiklari, battaniyeleri, pikeleri - yumusacik hislerini. gerci kisa uyuyorum, ama bol ruya goruyorum.
^_~